Yeni Düzende Sıkışıp Kalmak yahut "Balıkçı ve Oğlu"

Ernest Hemingway şöyle der Yaşlı Adam ve Deniz'de: "Belki de balıkçı olmamalıydım, diye düşündü. Ama bunun için doğmuşum ben."

Aganta Burina Burinata başyapıtında da Halikarnas Balıkçısı'nın kahramanı yıllarca süren deniz macerasından sonra döner köyüne ve kimsenin kalmadığını görür, evlenmek mecburiyetinde hisseder ve zengin ama deniz görmeyen bir ağa evine damat gider.

Sabreder sabreder ama nereye kadar?

Dayanamaz ve sonunda kaçar oradan, açılır denizin huzur veren koynuna huzurla. Ufuklarda kaybolur gider gerçek bir denizci misali olarak.

İşte deniz böyledir gerçek tutkunları için. Bunun için doğmuşlardır onlar ve görmeden dayanamazlar denizi.

***

Usta kalem Zülfü Livaneli, son eseri Balıkçı ve Oğlu'nda çok farklı bir açıdan bakıyor denizcilerin hayatına. Robinson Cruseo'nun yalnızlığı, Yaşlı Adam'ın son seferi, Aganta Burina'nın denizden uzak kalışı gibi bir başyapıt ekleniyor yazın dünyamıza artık.

Ege balıkçıları, hunharca onların alanlarını işgal eden balık çiftlikleri ve kıyıları talan eden büyük şirketlerin arasında sıkışıp boğulmamak için direnirken bir anda göçmenlerin denizlerde can çekişmeleri ile başbaşa kalmaları anlatılıyor.

Öylesine derin bir acı ki!

Ne deseniz, nasıl söyleseniz yetmez ifade etmeye kelimeleriniz.

İşte Zülfü Livaneli de dönemimizin bu iki büyük sıkıntısına daha doğrusu yeni yaşam düzeninin getirdiği bu iki düzensizliğe ustalıkla seçilen tasvirler ve capcanlı bir anlatımla yer veriyor eserinde.

Biliyorum siz de Zülfü Livaneli'nin en şiirsel romanı olan Balıkçı ve Oğlu ile Robinson Cruseo, Yaşlı Adam ve Deniz, Aganta Burina Burinata ile yan yana geleceğe yürüyecek üslubu ve her bir kelimesi özenle dizayn edilmiş farklı bir romanı okuduğunuzu fark edeceksiniz.

Murat Yilmaz
   Houston
Balıkçı ve oğluBazarys blogKitapMurat yilmazRomanZülfü livaneli

Leave a comment

All comments are moderated before being published